Ve telaşla yazmaya başlıyorum duvarlara, iki pencere arasına, kapalı sınıf kapılarının, ilan panolarının, bunlar da yetmeyince tuvalet aynalarının, fayansların, bastıkca acıyan ve gıcırdayan döşemelerin üzerine durmadan, düşünmeden yazıyorum. Sonra teneffüs zili çalıyor, öğrenciler koridora dağılıyor. Çok az kişi görüyor gittikçe dağılan satırlarımı ama ortalıkta bir sis, nefesleri yakan beyaz bir toz var.
Bense kalabalıktan faydalanıp gizlice sınıflara giriyorum. Sıraların üzerine, açık kalan ders kitaplarına, tahtaya, öğretmen masasına ve kenarı kırmızı çizgili, dört ortalı defterlerin en ortasına yazdıkça yazıyorum.
Dev gibi harflerle döküyorum içimi, yetmiyor bir merdiven kapıyorum bodrumdan ve okulun dış cephesini, çerçeveleri, çatıdaki kiremitlerin her birini kendimle dolduruyorum.
Ama yetmiyor. Sözlerimin silinmesi bir rüzgâra bakıyor. İçim rahatlamıyor. İşte o zaman uyanıyorum.
Deniz Yalım Kadıoğlu
Fotoğraf: anankkml
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder