23.08.2012

hareket vakti (ve kayıktaki kedi)


Yukarıdaki kayıkta bir de kedi var ama bücürün teki olduğundan onu fotoğrafta göremiyorsunuz. On üç yılı aşkın süredir böyle küçük bir kayıkta kendimiz, kedimiz ve üstümüzde güneş niyetine kalbimizle birlikte gidiyoruz. Gittiğimiz yerlerde başka kayıklar, kediler ve kalpler de var. Bir başına yüzenler, yorulup bir yere demir atanlar, kıyıya vuranlar da.

Gözümde limanların hiçbir önemi yok. Bir yerdeki "imkanları" ya da "imkansızlıkları" umursamayacak kadar biliyorum artık bulunduğun şehri, evi, hayatı güzel kılanın sen olduğunu. Önce sen ve sonra dünyandaki öbür kalpler, aslında. Gerisi koca bir yalan. Yetinmeyi bilmeyen ruhun huzursuzluk bahanesi.

Hareket vakti yaklaştı. Dudaklarım bu güzel şehir için bükülmüyor, inan. Ama buradan, son üç yılda edindiğimiz arkadaşları, onların kendine has tatlı özelliklerini, birlikte geçirdiğimiz zamanları çok özleyeceğimi bilerek gidiyorum. Bu şehrin karşıma çıkardığı her şey için, hep şükrederek...

Uzun lafın kısası, açık olsun yolumuz!
Fotoğraf: Monceau Parkı'nda bir tuvalet kapısı. 

5 yorum:

  1. Zamanında İstanbul'dan nefret eden bir arkadaşım vardı. Evlendi ve İstanbul'a gitti, şimdi çok mutlu. İstanbul'u beğeniyor.. Tıpkı dediğin gibi, ortamı güzelleştiren insanın kalbidir, şehrin yada olayın kendisi değil. :)
    İyi yolculuklar..

    YanıtlaSil
  2. Deniz'cim, yolunuz acik olsun! Oralara gelemedik, belki kendi memleketimizde gorusuruz...
    Bizim de bir sonraki liman vakti yaklasiyor sanki, hissediyorum :)

    YanıtlaSil
  3. Sevil'cim, aklımdan da geçti sen olduğun, hatta mail atacaktım ama taşınma telaşında unutmuşum... Çok teşekkür ederim güzel dileklerin için. Umarım denk getirir görüşebiliriz Türkiye'de:)

    YanıtlaSil