25.01.2011

güzel uyuyanlar için

sayın melek,
Bu mektubu hepimiz için yazıyorum.
Her sabah şehrin tüm evlerini dolaşıyorsunuz, biliyorum. Perdeden sızan gün ışığı sizsiniz. Bugünlerde yatarken camı bir parmak aralıyorum, yolladığınız düşler önce odaya, sonra uykuma giriyor. Bütün bunlar olurken göz ucuyla sizi izlediğimi hayal ediyorum. Hiçbir zaman karşılaşmıyoruz tabii, ne de olsa gelebilmeniz için ben çoktan düşler alemine gitmiş olmalıyım. Başkaları varlığınızdan haberdar mıdır? Hiç sanmıyorum. Sizi  ancak benim gibi bir düşgören tanıyabilir. Merak etmeyin sırrımız baki. Yine de sırf kendim için bir şey dilemiş olmak istemem. Sizi bilmeyenler adına da konuşuyorum. 


Daha gezeceğiniz binlerce ev vardır, meşgul etmek istemem. Üzerinde bir süredir düşündüğüm ve en sonunda haklı olduğuma kanaat getirdiğim bir konuyu paylaşmaktı niyetim. Belki siz bana yardımcı olabilirsiniz:



Güzel uyuyanlar uyandırılmamalı, sayın melek.

Ah, güldünüz sanki? Diyeceksiniz ki çirkin uyuyan da mı var? Öyle değil ama tarifi de mümkün değil. Beni ancak siz anlayabilirsiniz. Bakın bir fikrim var. Her sabah saat çalar ve biz yeni günü beşer beşer erteleriz. Geçen her beş dakika bir ömürlük uyuruz. Gece perdeyi biraz aralık bırakacağım, gelip bu sefer yakından bakın. O zaman göreceksiniz, bu evde sabahın ilk saatleri ılık rüzgarlar eser. Yorgan bulutlardan bir ülke, yastık gamsız bir çocuktur. Çarşaflarda tasadan eser bulamazsınız. Hele bir de çıngıraklı uykusuyla odaya girip iki gövde dört bacak arasına yerleşen ve saniyesinde düşlere dalan kediyi görseniz, dokunmaya kıyamazsınız.

Yarın sabah davetlimizsiniz, sayın melek. Şeref verirsiniz.
Tüm güzel uyuyanlar adına,
d.
Fotoğraf: anankkml

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder