22.06.2011

une rencontre sans lendemain

Dün bir şey oldu. Dersteydim, konu: fonetik. Sınıftaki farklı ülkelerden yirmi kişinin Fransızca dendiğinde akla gelen birtakım sesleri doğru çıkarabilmek için çalıştığı keyifli saatler. Ama bir şey oldu...

Hocamız Jean-Pierre tahtaya yazdı ki:

"C'était une rencontre sans lendemain."

Cümle bana baktı, baktı... Sonra da C'den başlayıp kendi etrafında dönerek tebeşir tozundan bir buluta dönüştü. Gözlerim yandı, tozdan.

Sordu, anlamadığımız bir şey?
Var tabii. "Nedir," dedim, "bu 'sans lendemain' şimdi?" Biraz gergin mi çıkmıştı sesim?
"Hayatta bir kereye mahsus bir karşılaşma," dedi, "tek seferlik tesadüf."
Sanki bu sahneyi defalarca çalışmış gibi, uzunca içini çekti, bıraktı, gözlerimin içine baktı ve devam etti:
"Yani 'sans future'," dedi, "geleceksiz."

Başımı çevirdim. İyi, anladık. Uzatmasın.

Eve geldiğimde gün çoktan gitmişti. Olsun, yarın yine gelir.

Rüya kapısından girmeden önce durdum, günün getirdikleri arasında Jean-Pierre'in sivri, beyaz yüzünü seçtim. "Asıl merak ettiğim Mösyö," dedim belli belirsiz bir mırıltıyla, "tek seferlik kaç tesadüf bir ömür eder?"
Fotoğraf: Paul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder